içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

HAYAT KISA, KUŞLAR UÇUYOR

Biz insanlar hayata ne kadar da çok anlam yüklüyoruz değil mi?

Oysa bu dünyaya ölmek için geldik.

Bir varoluş mücadelesi içindeyiz.

Kiminin uzun, kiminin kısa bir yaşam sürdüğü bu dünyaya ne bırakabiliriz onu düşünelim.

Bu yaşamı nasıl hak edebiliriz?

İyi bir isim, faydalı ilim, iyi bir insan yetiştirmek, paylaşmak, yardımlaşmak, bırakabileceğimiz güzel izlerdir dünyaya.

Yedi kuşak sonra isimler dahi unutulacak ve hiç yaşamamış gibi olacakmış insanlar, ne acı.

Hiçbir iz bırakmadan sadece bir cismin kütlesinin yer kapladığı gibi…

Yaşlıların kendi isimlerini torunlarına verme ısrarı bu sebeple olmalı ki dünyaya bir isim bırakmak, unutulmamak insanoğlunun tek isteği.

Bu dünya bizden önce de vardı, bizden sonra da olacak.

Biz yolcuyuz, dünya durak.

Sultan Süleyman’a kalmayan dünya kime kalacak?

Çoğu insan ister öldükten sonra unutulmamayı, peki ne bıraktın ardında seni hatırlamaları için?

Zaman zaman bu soruyu sormalıyız kendimize cevabını bilsek de.

Bütün ömründe kendi mutluluğu için çalışıp çabalayan, sadece kendi karnını duyuran insanlar maalesef ki çabuk unutulanlardan olacak.

Üretmek, kalıcı bir iz bırakmak, insana dokunmak, yaraları sarmak, hatırlanacak işler yapmak gerek…

Ömür dediğimiz hayat çok kısa,

Anı yaşamak, yaşamdan keyif almak, at gözlüklerimizi çıkarıp dünyayı görmek, dünyaya bir şey katmak gerek.

Ancak çoğumuz iyi bir ev, iyi bir araba, güzel bir kıyafet için çabaladığımız kadar dünyayı güzelleştirmeye, iyiliğe çabalamıyoruz.

Gittikçe bencilleşiyoruz…

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın deyip biz de kimseye dokunmuyor, kendi kabuğumuzda yaşıyoruz.

Bencil bir toplum kitlesi yaratmak amacında olanlar amacına ulaştılar bence.

Korku senaryoları ile yaşama isteklerinin azaldığını pek çok insandan duyuyor , görüyoruz.

“Yaşam mücadelesi” tabiri ne kadar da yerinde, günümüzde gerçekten bir mücadele içindeyiz…

Depremler, yangınlar, türlü felaketler, geçim sıkıntısı vs. derken geleceğe olan inancımızın, yaşama istediğimizin kırıldığı oluyor maalesef.

Yaşamak ne zor şey kalbi olana…

Orhan Veli’nin de söylediği gibi, Biliyorum, kolay değil yaşamak; Ama işte Bir ölünün hâlâ yatağı sıcak, Birinin saati işliyor kolunda. Yaşamak kolay değil ya kardeşler, Ölmek de değil;

Kolay değil bu dünyadan ayrılmak…

Bu yazı 20 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum